27 Aralık 2012 Perşembe

Dişsiz İmplant Destekli Protez Uygulamaları

Osseointegre dental implantlar ile günümüzde elde edilen yüksek başarı oranı, hastaların, hareketli protezlerden çok sabit protezleri tercih etmelerine neden olmaktadır. Dişsiz maksilların ve mandibulanın doğru tanı ve planlama ile hem hekim hem de hasta açısından çok memnuniyet verici olmaktadır.

Maksiller dişler, insan gülüşünün odak noktasıdır. Uygun diş pozisyonu, gülme hattını tespit eder. Maksiler kemik pozisyonu ve yumuşak doku konturu, estetik yüz kontum için büyük önem taşımaktadır. İdeal diş pozisyonu ve kontur, implant ve altındaki kemik ve yumuşak doku pozisyonunun uygunluğunu gerektirmektedir. Ekonomik kısıtlamalar, restoratif diş hekimi ve cerrahın yeteneği, hastanın uyumu ve beklentisi başarıyı etkileyen önemli faktörlerdendir. Tedavi planı ve takım çalışması zaman alıcı ve karmaşık olmasına rağmen sonuçları daha olumlu hale getirmektedir.

Kliniğimize gelen bir hasta ilk olarak protezi hakkında şikayette bulunduğunda, var olan protezin tam bir değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu değerlendirme; dental okluzyon ve okluzyonun dikey boyutunun değerlendirilmesini içermelidir. Baş-boyun değerlendirmesi, radyolojik ve ağız içi muayene yapılmalıdır. Anamnez alınmalıdır.

Tam dişsiz hastalarda; hibrit protez, hareketli protez ve metal-seramik rehabilitasyon olmak üzere üç protetik restorasyon seçeneği vardır. Hibrit protez, metal bir alt yapı ile akrilik rezin ve dişlerden oluşan protezdir. Mandibulada en az 5, maksillada en az 6 implant gerektirir. Bu protezi tercih etmenin en büyük nedeni, kemik miktarı ve yumuşak doku kaybıdır. Çok kemik kaybı olan hastalarda tercih edilir.

Metal-seramik rehabilitasyonlar ise mandibulada en az 5, maksillada en az 6 implant gerektirir. Eğer kemik kaybı az ise ve hasta dişlerini son 5 yıl içinde kaybettiyse tercih edilir. Çok ciddi kemik kaybında hareketli restorasyon tek seçenektir.

Tam dişsiz ağızlarda sabit restorasyonun en önemli avantajı, sürekli hastanın ağzında bulunmalarıdır. Bu nedenle hasta doğal dişlerine yakın bir psikolojik rahatlık hisseder. Ek olarak, hareket azaltılmıştır ve kom-ponentler geç eskimektedir. Çünkü protez vidalıdır ve hekim tarafından uzaklaştırılabilir. Dezavantajı ise; maksiller ön bölgede çok iyi yerleştirilemezse estetiği ve hijyeni sağlamak zordur. Hibrit protez uygulamalarında, hekim estetiği sağlayarak, hijyen için yeterli boşluğu bırakmaya özen göstermelidir.'

Cerrahi ve protetik prosedürlerin uygun tedavi planı ile yönlendirilmesi, implant restorasyonu için ideal estetik sonucu elde etmede kritik faktörlerden biridir. Cerrahi rehberlik plağı, anlerior bölgedeki implantlar için çok kullanışlıdır, çünkü implant açısının oluşturulmasında bazı değişimler, final restorasyonun görünümünü etkileyebilir. Cerrahi rehberlik plağı, sabit restorasyon yapılan ve çıkış açısının gerekli olduğu hastalarda şarttır. Aynı zamanda, estetiğin önemsiz olduğu bölgelerde de yararlıdır. Cerrahi plak kullanmanın avantajları; embraşurları oluşturmak, restorasyonun konturunun sağlanacağı bölgeye implant yerleştirmek, bitmiş restorasyonun uzun ekseni ile implant uzun ekseninin çakışması ve mine-sement birleşim seviyesi ile yumuşak dokudan çıkışın ayırt edilmesidir.

İmplant cerrahisi, lokal anestezi allında gerçekleştirilir. Bundan dolayı diğer cerrahi prosedürlerden daha fazla lokal anestezi gerektirir ve bilinçli sedasyon yapılabilir. Diş çekiminden daha az travmatik olmasına rağmen hastalar daha çok travmatik olduğunu düşünür. Preoperatif eğilim ve bilinçli sedasyon, haşlanın endişesini azaltır.

İmplant yerleştirilmesi için uygun girişin sağlanmasında birçok tipte insizyon kullanılabilir. Seçilen insizyon, yumuşak dokunun uzaklaştırılmasını, yapışık dokunun miktarını ve estetiğini korumalıdır.

Tüm implant sistemleri için yerleştirme işlemleri atravmatik preparasyon gerektirir. Düşük hızda, yüksek lorkta el aleti, irrigasyon ile birlikte, kemiğin ısınarak yaralanmasını önlemek için kullanılır. İmplant yerleştirilecek saha, çapı giderek artan frez serileri ile prepare edilir. Tüm implant sistemlerinde başlangıçta küçük çapta dril kullanılır. İmplant bölgesi, cerrahi rehber plak ile implantın açısını yönlendirmede kullanılır, implant bölgesinin merkezi, başlangıç dril ile işaretlenir ve pilot delik hazırlanır. Dizilim ve açıyı kontrol etmek için paralel pinler yerleştirilir. İstenen derinlik ve çap sağlanınca implant yerleştirilir. Titanyum implantlarda osseointegrasyon için, kontamine olmamış okside tabaka gereklidir.

Abutmentlar, implanta direkt olarak vidalanan komponentlerdir. Farklı formlarda, düz, cilalı titanyum veya alaşımıdır. Abutment boyutu seçimi, implant tabam ile karşıt dentisyon arasındaki mesafeye, sulkus derinliğine ve restore edilecek alandaki estetik gereksinimlere bağlıdır.

Ölçü postları, implantın ağız içi lokalizasyonunu aynı pozisyonda laboratuar modeline taşır. Direkt ve indirekt olmak üzere iki ad el ölçü tekniği vardır. Ölçü alınmasında, heavy body (örneğin polisiloksan ve polieter) veya geleneksel ölçü materyali kullanılabilir. Direkt teknikle, ölçü ağızdan çıkarılınca, ölçü postu ağızda implant üzerinde kalır. Ağızdan çıkarılır ve laboratuar analoğu ile birleştirilir ve uygun konumda ölçüye yerleştirilir, îndirekt teknik, ölçü ağızdan çıkarılınca, ölçü postu ölçünün içinde kalır. Aralık kısıtlı olduğunda ve anahtarın kullanımı zor olduğunda önerilir.

Abutment analogları, implant analoğu ile birleştirilir. Döküm alt yapısı abutmenla bağlanır ve daha sonra protezin bir parçası haline gelir.

Osseointegre implantı çevreleyen yumuşak ve sert dokular (kemik-implant teması), doğal dentisyonda bazı benzerlikler gösterir. En büyük fark, yapışık olmayan ve implant yüzeyine paralel kollajen lifler ile dik ve kemikten semenle fonksiyonel düzende yerleşen liflerde yatar. Periodontitis benzeri bulgu, periimplantilis dental implantları etkileyebilir, tedavi edilmemiş periodontitis doğal dişlerin kaybına neden olabilir. Periimplanlitis ise dental implantların kaybı ile sonuçlanabilir. Bu durumda bakteriye! plak, dişlerin ve implantların kaybında belirleyici rol oynar.

İmplant üstü restorasyonların idame fazında, hastanın ve hekimin görevleri vardır. Hasta, plak kontrolünü, arayüz fırçaları, klorheksidinli gargara, diş ipi, klorheksidine batırılmış bant kullanarak protezinin bakımını yapmalıdır. Hekim ise, 3-4 ayda bir hastayı kontrole çağırmak, patolojik bir durum yoksa her 12-18 ayda bir radyograf almalı, implantın tamire ihtiyacı varsa degranülasyon yapmalı ve greft uygulamalıdır. Tam fonksiyona sokmadan önce 10-12 hafta beklemelidir.

Tam dişsiz vakaların implant destekli protezlerle restorasyonu, uygun hasta endikasyonu, iyi bir planlama, protez ve cerrahi ekip çalışması ve hastanın ekonomik durumu örtüşlüğünde başarı şansı yüksek uygulamalardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder